Kılıçdaroğlu, CHP Meclis Grup Toplantısı’nda konuştu: (1)
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yakılmasına ilişkin, “Büyükelçiliğimizin önüne bir soytarı, kara bir provokatör getirip provokasyon eylemi yaptırdılar. kutsal kitabımız elçilik önünde yakılsın diye gelip yaktı sefil insan.” dedim.
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, siyasetçilerin siyaset yaparken ahlaklı olmaları ve zengin olmamaları gerektiğini söyledi. Siyasetçinin 85 milyon kişiye hizmet etmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, eski CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in de öyle bir insan olduğunu söyledi; Genç’in elinde fenerle kürsüye çıktığında her türlü saldırıya rağmen fikirlerini özgürce söyleyen biri olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, Kamer Genç’i rahmetle andığını belirtti.
24 Ocak 1993’te evinin önüne yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun kalemini satmayan cesur bir gazeteci olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “O bir Kuvayi milliyetçisiydi. Kalemini satmayanlara elbet baskı ve tehditler olacaktır. Cinayetler bile işlenebilir. Uğur Mumcu da onlardan biriydi. Kalemini satmadı dik durdu, gururla durdu ama canına kastetmişler Uğur Mumcu’yu her yıl binlerce kişi anıyorsa, anıyor ve saygıyla anıyorsa, onun kalıcı izinin geleceğin tüm gazetecilerine örnek olmasını istiyoruz. Yani havuz medyası değil, istiyoruz. özgür medya Kalemini satmayan gazeteciler istiyoruz.” ifadeleri kullandı.
Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden gazeteci Orhan Erinç için ailesine ve basın camiasına başsağlığı diledi.
“İnançlara saygı göstermek ve insan olmak bir zarurettir”
Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran’ın yakıldığını hatırlatan Kılıçaroğlu, yaşananları “iğrenç bir olay” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, “Büyükelçiliğimizin önüne bir soytarı, kara bir provokatör getirip provokasyon eylemi yaptırdılar. Kutsal kitabımız elçilik önünde yakılsın denildi, o zavallı geldi” ve yaktı.” dedim.
Bu kişinin amacının belli olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, resmi görmek için özel bir zeka düzeyine sahip olmanın gerekli olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bu zavallı, İsveç-Türkiye ilişkilerini bozmak için her türlü provokasyonu yaptı. Ama üzülerek söylüyorum ki İsveç yönetimi, ‘devletin aklı yokmuş, sadece izliyordu’. Hiçbir şey yapmadılar, yaptılar. bu oyunun oynanmasına açıkça izin verdi. O pislik. O kadar alçakgönüllü bir adam ki, iğrenmekten başka bir şey hissetmiyoruz.” dedi.
Her inanca, kimliğe ve yaşam tarzına saygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, inançlara saygı duymanın insan olmanın da gereği olduğunu belirtti.
-“Yargıya, YSK’ya güvenmiyoruz arkadaşlar”
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hakkında söylediği bir sözün kamuoyunda tartışıldığının bilgisini veren Kılıçdaroğlu, Mısır’daki sağır padişahın bile YSK’ye güvenmediğini duyduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “YSK’nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Başvuracaksak sanki başvuracakmışız gibi ‘YSK gelecek yasaya ve Anayasa’ya göre karar verecek’. Allah aşkına, akıl ve mantık var.?” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, İstanbul’da yapılan son yerel seçimlerde aynı zarfa 4 oy pusulasının konulduğunu ve bununla ilgili karar alındığını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu beyler oturuyor karar veriyorlar. ‘İstanbul seçimlerini nasıl iptal ederiz’ diye bir talimat vardı. Üçü geçerli, biri geçersiz. Bu kararı kimileri aldı, ben de bu kararı alanlara dedim ki ‘ Bunlar YSK’daki çetelerdir.’ Neden çete dedim Yasadışı Bir işi yapmak için bir merkeze gelenlere çete denir.Eskiden 3-4 kişi vardı kalemini ve iradesini satmayan vicdanının peşine takılanlar vardı.Şimdi çete oldular. Onları da temize çıkardım. Yenilerinin geleceğini biliyorum, ne kararlar alacaklarını da biliyorum. “Sandık güvenliği için çalışmazdık. Her sandıkta güvenliği sağlamak zorundayız. Neden onlara güvenmiyoruz? Biz yargıya, YSK’ya güvenmiyoruz arkadaşlar, bunu çok net ve net söylüyorum.”
Yolsuzluğun bürokrasi ile başlayıp yargı ile devam ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun “bürokrasi ve yargıda herkes böyle” anlamına gelmediğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, halen hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaate göre karar veren hakimler olduğunu, bürokraside iyi işler yapan bürokratların olduğunu kaydetti.
“Cumhuriyet tarihinde böyle bir tablo görülmedi”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ciddi bir gerileme gördüklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Hiç ayakkabı yalayan milletvekili gördünüz mü?” O sordu. Söz konusu Ordu Vekilinin askerde nasıl gezdiğini merak ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“O zaman eline al Erdoğan’ın ayakkabısını yala. Herkes izlesin. Ahlak bozulursa Türkiye bu hale gelir. Saraya gitsin, AK Parti Genel Merkezi’ne gitsin. Önüne heykel diksinler.” Heykelin altına eliyle Erdoğan’ın ayakkabısını yalamaktan bahseden kişi ‘ve bundan onur duyan milletvekilimiz’ yazsın. İnsan aklını verirse sonuç bu noktaya gelir, bazen ‘AK Parti ve MHP’li milletvekilleri 19 Mayıs hareketleri yapıyor’ diyorum. Neye el kaldırdıklarını bile bilmiyorlar, ‘rüşvet alanlar hakkında kovuşturma ve soruşturma açılmaz’ diyen yasaya bile el kaldırdılar, ‘olabilir’ dediler. . Cumhuriyet tarihinde böyle bir tablo görülmedi ama yaşıyoruz.”
Çaykur işçilerine seslenen Kılıçdaroğlu, Rize Meydanı’nda kaçak çayı bitirip kaçak çayı yakacağını söyledi. Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun’daki çay fabrikalarında çalışan 9 bin 300 mevsimlik işçinin takımdan beklentileri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, yasa çıkınca çaba göstereceklerini söyledi. Bağ-Kur’un stajyer ve çırakların yanı sıra kayıt mağdurlarıyla da sorunları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yasa teklifi geldiğinde Küme Başkan Vekiline gerekli girişimlerin yapılması talimatını verdiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, “Şunu kimse unutmasın: AK Parti hükümeti ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, esnafı ve Bağ-Kur’luyu üçüncü sınıf vatandaş olarak gördü. Kimse unutmasın, biz çözeriz” dedi. Bütün esnafın derdi var. Onlara birinci sınıf vatandaş muamelesi yapacağız. Çözüm bulacağız.” dedi.
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacaklarını, atamaların ardından geleceğini söyledi. Köy okulları açacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu okullara da atama yapılacağı bilgisini verdi. Kılıçdaroğlu, “Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Öğretmenler oraya atanacak. Yoksul mahallelerden başlayarak her mahallede mutlaka kreş açacağız. Orada da binlerce öğretmen çalışacak. öğretmenlik mesleği toplumda en saygın meslek o yüzden söylüyorum.Öğretmenler hakkında.Öğretmen meslek yasası çıkaracağız.Öğretmenler için ayrı bir yasa çıkacak.” terimleri kullandı.
Cezaevlerinin dolu olduğunu bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Merak etmeyin. Cezaevlerinde büyük insan hakları ihlallerinin olduğunu biliyorum. Yaşlıları biliyorum, annelerinin yanında kalan çocukları da biliyorum. Merak etmeyin. Bu ülkeye mutlaka barış getireceğiz” dedi. dedim.
(sürecek)